Su Koc

Açıkça söyleyeyim anlaşılması zor ama eğlenilmesi çok kolay kolay biriyimdir. O yüzden benimle sorgulamadan eğlenmelisiniz. Müzik dinlemeyi ve söylemeyi çok severim. Her ne kadar sesim kötü olsa da bir şarkıya taktım mı o şarkıyı da çok güzel söylerim. Gitar çalıyorum, pek güzel olmasa da. Farklı bir müzik zevkim vardır ayrıca, çok değişkendir. Bir şeyler düşünmeyi, hayal kurmayı severim. Hayaller kurdukça kendimi onlarda yaşatırım. Düşündüklerimi hayal ettiklerimi yazmayı çok severim. Yazdığım hayal kahramanlarında hep kendimden bir parça vardır. Kitap okumayı da çok severim. Hayvanları çok ama çok severim. Evde de dünyalar tatlısı masmavi gözlü ismi Nuage olan bir kedim var ve onunla oynamayı, uyumayı çok seviyorum. Fransızcaya karşı özel bir ilgim var. Fransızca konusmayı, yazmayı da çok severim. Ama söyleyin bana fransızca konuşmak dinlemek ayrı birşey değil mi? Bir 'Je t'aime'in ya da 'J'adore'un çok farklı bir romantik havası yok mudur? Fransa'yı da çok severim. Sıkıldıkça çikolata yerim çikolatayı da çok severim. Sıkıcı bir insan değilim mutlaka konuşacak bir şeyler bulurum, tek sorunum sevdiğim çocukla ne konuşacağımı bulmak, öhm. Bu arada kova burcuyum. Voleybol benim hayatımın da çok büyük bir parçasını oluşturur bunu da söylemeden geçmeyeyim, pasör oynuyorum takımda ama her mevkide oynamayı da severim. Sanırım hepsi bu. Çok da sıkıcı bir yazı olmuş. Ve de 30 Ocak doğumluyum, biliyorum ki hepiniz kutlayacaksınız. Şunu da söylemeden geçmeyeyim: KAFAMA KOYDUĞUM ŞEYİ BAŞARMAK UĞRUNA HERŞEYİ YAPMAYI GÖZE ALIRIM. Bazılarınız da cesaret diyebilir buna. Hayatımın felsefesini oluşturan sözü söylerek bitireyim: Erişilebilir bir hakikatın olmaması, hakikate erişme gayretinden vazgeçmemiz anlamına gelmez.